SBS: Damardan Türkiye

Tuncer Oluklu

 

SBS radyosu kendini yenilemediği takdirde önümüzdeki yıllarda yok olmaya mahkümdur.

 

Yeni bir asrın başlangıcında, gerek organizasyonal yapısı, gerekse program niteliği açısından geride bıraktığımız asrı temsil eden SBS, ayakta kalmak için acil kan değişimine ihtiyaç göstermektedir.

 

‘60’lı yılların sonlarına doğru, çogunlugu kırsal kesimden gelen ve eğitim düzeyi düşük olan anne ve babalarımızın iletişim ihtiyaçlarını gidermek amacıyla yola çikan SBS, bu alanda çok değerli katkılarda bulunmuştur. İngilizceyi okuyup-yazmayan ve Türkiye’den haber almak için yanıp tutuşan büyüklerimiz için SBS bulunmaz bir nimetti. Gerek toplum olarak, gerekse de SBS çalışanları olarak fiziki olarak yaşadığımız ülke ile ilgili konular üzerinde konuşup tartışmak varken, biz genelde Türkiye ile yatıp, Türkiye ile kalktık. SBS toplumumuzun dikkatini ve enerjisini Avustralya’ya yöneltmeye uğraşacağına, radyo, çogu zaman bizlere “damardan” Türkiye verdi.

 

Fakat zaman ve teknoloji her şeyi değiştirdi. Telekomünikasyon alanında son yıllarda gözlenen ilerlemeler ve internet, toplumumuza Türkiye ile ilgili gelişmelerin izlenilmesi alanında SBS radyosu dışında oldukça önemli alternatifler sunmaktadır. Avustralya’daki toplumumuzun önemli bir kısmı günde 24 saat TRT izlerken, SBS radyosundan bayat Türkiye haberlerini dinlemenin ne gereği var? İnternet aracılığıyla sayısız Türkçe radyo ve televizyon kanalını canlı olarak takip etmek olanaklı iken, SBS radyosunda Türkiye ağırlıklı program yapmanın bizler için ne yararı olabilir?

 

Önümüzdeki iki yıl içinde, oturma odamızdaki televizyondan internet denen aleme girip “Battal Gazi’nin İntikamı”, Ali Kırca’nın haber programını veyahut Beşiktaş- Fenerbahçe maçını seyretmek varken, SBS Türkçe radyosunu Türkiye ile ilgili gelişmeleri izlemek için kaç kişi dinler dersiniz?

 

SBS, 2000’li yıllarda ayakta kalmak istiyorsa iki konuda acil değişiklik yapmak zorundadır.

 

Birincisi, uzun yıllardır radyo mikrofonlarından oldukça iyi hizmet veren mevcut çalışanlarının yerine yeni kan bulmalıdır.

 

Burada doğmuş ve radyo eğitimi almış Türkçe ve İngilizceyi iyi konuşan gençlerimiz bu kadroları doldurmak için temel niteliklere sahiptir. Radyo çalışanları bir, bilemedin iki yıllık sözleşmelerle mikrofon başına geçmeli ve sözleşmelerinin yenilenmesi veyahut feshedilmesi yaptıkları programların kalitesi ve programlarını dinleyenlerin sayısı ile ilişkili olmalıdır.

 

SBS’in bir devlet kuruluşu olması ve radyo çalışanlarının mevcut devlet memuru statüsünde olmaları içlerindeki çürük elmaların ayıklanmasına önemli derecede engel teşkil etmektedir.

 

Radyo programcılığına devlet memuru zihniyeti ile yaklaşırsanız, günde sadece 60 dakika olan programınızı doldurmak için Avustralya ile ilgili yüzlerce konu üzerinde program yapmak varken, adı sanı duyulmamış Türk edebiyat ‘devlerinin’ doğum yıldönümleri üzerine programlar yaparak vakit öldürürsünüz.

 

SBS radyosunun acil olarak kendini yenilemesi gereken diğer bir konu ise programların niteliği ve içeriğidir.

 

Radyo, toplumun gündemini oluşturacak kaliteli programlar yapmak istiyorsa, ve  önümüzdeki yıllarda da buradaki yaşantımızda bir rol oynamak gibi bir niyeti varsa, bütün enerji ve dikkatini Avustralya ve buradaki toplumumuz üzerine yoğunlaştırması gerekmektedir.

 

Türkiye’ye yönelik programlar önümüzdeki yıllarda Radyo’yu toplumdan uzaklaştıracak ve radyonun sonunu kaçınılmaz hale getirecektir.

 

SBS Radyosu 21. yüzyılda Avustralya’da Türkçe dil ve kültürünün yaşatılması açısından oldukça önemli bir rol oynayabilir. Fakat bu ancak, Radyo’nun kendisini yenilemesi ile mümkün olacaktır.

 

Tuncer Oluklu

 


Ana Sayfa | Son Sayı | Yazarlar | Dergimiz | Linkler | Avusturalya | İrtibat



Bu sitenin sayfa tasarımı Kalkadoon Design© tarafından yapılmıştır.
Ticari kaygılar güdülmemek şartıyla her türlü bilgi ve materyel,

bilginin paylaşimı bağlamında serbestce kullanılabilir.