TRT-İNT yayınları Avusturalya’da

Fikret Eser’e şimdi daha çok ihtiyacımız  var!

İsmail Kayhan

 

SBS Türkçe programı, Avustralya’daki Türkçe konuşan toplumun birinci kuşağını biraraya getiren tek platform olageldi. Bu platform uzun yıllar, eski-yeni, İngilizce bilen-bilmeyen, sağcı- solcu, laik- şeriatçı, Türk-Kürt (hatta Ermeniler ve Rumlar gibi bazı Türkiye azınlıkları ve Türkçe bilen Suriye, Irak ve İranlılar) gibi çesitli inanç, milliyet ve kültürlere sahip kesimlerin buluştuğu, dikkatle dinlediği; çogunlugumuzun, Avustralya, Türkiye ve dünya ile başlıca bağlantısı olma özelligini sürdürdü. Bu yönüyle SBS yıllarca her gün saat 15.00’de, bizlerin “hayatını durdurma ve radyolara kilitleme” gücünü elinde tuttu.

 

Ama SBS programlarının ilk 5-6 dakikası doğrusu bizi pek ilgilendirmiyor. Bunun önemli bir nedeni, “Dünya” ve “Avustralya” haberlerinin 5-6 dakikaya sığdırılması. 5-6 dakikalık “Dünya”  ve “Avustralya” haberi, iletişim çaginin asgari bilgiyle donanmış aydınlanma eğilimli bireyi karşisında, ister istemez üstünkörü kalıyor. Daha da ötesi, konuların çesitlendigi, derinlemesine bilgi edinmenin mümkün olduğu bu çagda bir saatlik bir yayın, altın tepside sunulsa bile fazla bir şey ifade etmiyor. Dünya ve Avustralya haberlerine karşi “müzmin ilgisizliğimiz” fikrine katılmıyorum. 5-6 dakikalık üstünkörü haberciliğin ötesine geçen programcılık yapıldığında Sezar’ın hakkı Sezar’a verilecektir. Bir saatlik programa “herşeyi” sığdırma çabasi, bu olumsuz duruma yol açıyor.

 

Biz SBS’i tartışmasız bir şekilde Türkiye haberlerini ögrenmek için dinliyoruz. Bu imkan aslında Melbourne’de sabah saatlerinde yayın yapan 3 ZZZ radyosunu dinleyerek de elde edilebilir, ancak bu radyonun angaje bir radyo olması ve haberleri “propaganda değerine” göre seçen kaynaklar kullanması, SBS’le rekabet etme şansını elinden alıyor. Toplum, diğer radyolardan dinlediklerini SBS’den (daha doğrusu Türkiye muhabirinden) “gerçek” boyutları ile de duymak istiyor ve ona daha çok güveniyor.

 

Türkiye haberlerinin bitmesiyle dinleyiciler arasında ilgi dağılmaya başlıyor. Bu ilgiyi canlı tutan tek şey Talk Back programları.

 

Talk Back programları, SBS’in geleneksel dinleyicileri olan birinci kuşağın “politize” kesimlerinin en sevdiği, haberlerden sonra gelen ikinci program. Çünkü bu programların çogu, birinci kuşağın içinden geldiği soğuk savaş psikolojisini ve bölünmüşlüğünü canlı tutuyor. Kendileri de aynı kültürün içinden gelen prog-ramcılar, hem “rating” yapan, hem de “kolay” olan iç gıcıklayıcı soruyu ortaya atıp (Apo asılsın mı, asılmasın mı?), meydanı, “hatta” sabırsızlıkla bekleyenlere bırakıyorlar. Gerisi bildiğimiz hikaye... Apo, konuşmacısına göre “bebek katili” ile “ulusal kahraman” arasında gidip geliyor. Talk Back’ler bitmez tükenmez Türkiye tartışmalarına dönüşüyor.

 

Talk Back’lerin doğasından gelen özgür ortamı, birinci kuşağın “propaganda” meraklılarını tahrik ediyor, eteklerdeki taşların döküldüğü, kimi zaman edilen lafların amacı aştığı, aile ve arkadaşlar arasında bile hoş görülmeyecek üslup ve ifadenin kontrolsüzce topluma ulaştığı bir kürsü oluveriyor.

 

Bu tür konuşmaların bir kamuoyu yaratma gücü bulunmadığının anlaşildığından ise doğrusu çok emin değilim.

 

Normal koşullarda, eğilim ve fikir beyan etme işlevi gören talk back’ler son derece demokratik yapılarıyla doğrusu çok önemli bir işlevi yerine getiren programlar. Ancak, normal koşullarda. Azımsanmayacak sayıda konuşmacının “bilirkişi” olduğu ve kargadan başka kuş tanımadığı; talk back adabını gözetmediği koşullarda bu programlar, dinleyiciye bir şey kazandırmadığı gibi, asap bozuyor.

 

Talk back’lerin çekiciligi belki de buradan geliyor. Talk back dinleyenler, “bakalım bugün kaç kişi olay çıkaracak?” diye oturdukları radyo başından genellikle hayal kırıklığına uğramadan kalkıyorlar.


yazının devamı...

 


Ana Sayfa | Son Sayı | Yazarlar | Dergimiz | Linkler | Avusturalya | İrtibat



Bu sitenin sayfa tasarımı Kalkadoon Design© tarafından yapılmıştır.
Ticari kaygılar güdülmemek şartıyla her türlü bilgi ve materyel,
bilginin paylaşimı bağlamında serbestce kullanılabilir.